Kaçak Elektrik Çıkmazı

Kaçak Elektrik Çıkmazı

Türkiye’de özellikle doğu ve güneydoğu bölgelerinde yaşanan kaçak elektrik kullanım sorunu, yalnızca ülke genelinde etkili olan ekonomik ve altyapısal eksiklerden kaynaklanmamakta; aynı zamanda bölgedeki siyasi kaygılar, etnik temelli terör örgütlerinin saldırıları ve fırsatçı yaklaşımlarla da derinden bağlantılıdır. Bu bölgede faaliyet gösteren ve kendisini üstün gören ırkçı-etnik ideolojiler, devletin altyapı hizmetlerini sabote ederek hem kendi propagandalarına alan açmakta hem de yerel halkın devlete ve kurumlara güvenini zedelemeye çalışmaktadır. Terör örgütleri, güvenlik güçlerinin ve enerji dağıtım şirketlerinin bölgede etkili denetim yapmasını engelleyerek bir tür “bozuk düzen” yaratırken, bu durumdan nemalanan fırsatçı kesimler ise kaçak elektrik kullanımı gibi kanunsuz uygulamaları neredeyse meşru hâle getirmektedir.

Bölgede altyapıya yönelik sabotajların temelinde, ilgili terör örgütlerinin ideolojik bakış açısının önemli bir rolü vardır. Kendini etnik ve siyasi açıdan üstün görme eğilimindeki bu gruplar, devletin bölgeye yatırım yapmasını, yollar, elektrik hatları ve su kanalları gibi temel hizmetleri ulaştırmasını engelleyerek hem yerel halka baskı kurmakta hem de kendi hakimiyet alanını güçlendirmektedir. Devletin bölgeye hizmet getirmekte zorlanması, halkı çaresiz ve dışlanmış hissettirmekte; bu boşluk, örgütlerin yalan propagandalarını yaymaları için elverişli bir zemin oluşturmaktadır. Terör eylemleri sebebiyle enerji hatlarının onarımı gecikmekte, zaten yetersiz olan elektrik altyapısı sık sık arıza vermekte ve kaçak kullanım “bir tür mecburiyet” gibi gösterilmeye çalışılmaktadır.

Siyasi kaygılar da sorunun kangrenleşmesini hızlandıran bir diğer etkendir. Bölgede oy kaybetme korkusu yaşayan bazı yerel siyasetçiler, kaçak elektrik kullanımına göz yummakta ya da gereken denetimlerin yapılmasını engelleyebilmektedir. Halkın günlük yaşantısında zorlandığı noktalarda “biz sizden yanayız” söylemiyle oy toplama hevesi, kaçak elektriğin neredeyse göz ardı edilmesine yol açmaktadır. Böyle bir ortamda, hem terör örgütlerinin sabotaj stratejisi hem de yerel yöneticilerin fırsatçı anlayışı iç içe geçerek, kanun dışı pratiği sürdürülebilir hale getirmektedir.

Bu yapının diğer yüzünde ise, kaçak elektrik kullanımından maddi kâr elde eden veya daha düşük maliyetlerle iş yapan bazı işletme sahipleri bulunmaktadır. Faturasını düzenli ödeyen dürüst vatandaşların ödediği meblağlar, sistemdeki kayıp-kaçak bedelinin tüm abonelere paylaştırılmasıyla yükselirken, kaçak kullananlar veya kullanımın yayılmasına göz yumanlar kendi çıkarlarını korumaktadır. Siyaset, terör ve fırsatçı çevrelerin çıkarlarının kesiştiği noktada, bu hukuksuzluk döngüsü giderek derinleşmektedir. Sonuçta batıda yaşayan aboneler, yüksek fatura ödemeleri sebebiyle tepkilerini dile getirirken, doğudaki pek çok insan da “kaçak kullanım yapan bölge” genellemesi nedeniyle haksız bir yargıya maruz kalmaktadır.

Irkçı ve kendini üstün gören terör ideolojisinin, halkın gerçek ihtiyaçları ve kalkınma meselelerinin önüne geçmesi ise sorunu kalıcı biçimde çözmeyi güçleştiren bir diğer unsurdur. Terör örgütleri, etnik kimlik üzerinden sürdürdükleri tahakkümü pekiştirmek için altyapı sabote etmeyi ve devleti “halkın düşmanı” gibi göstermeyi stratejik bir araç olarak kullanır. Bu strateji kapsamında elektrik hatlarına, enerji iletim merkezlerine ve iş makinalarına yönelik saldırılar, bölgeye yönelik büyük ölçekli yatırım projelerinin aksamasına yol açmaktadır. Yatırımlar engellendikçe, bölge halkının gelir düzeyi iyileşememekte, işsizlik ve yoksulluk had safhada kalmakta, kaçak elektrik kullanımı gibi yasa dışı yöntemler bir “çözüm” gibi sunulabilmektedir.

Tüm bu tabloyu değiştirebilmek için her şeyden önce güvenlik ortamının sağlanması ve terör örgütlerinin sabotaj faaliyetlerinin etkisiz hale getirilmesi gerekir. Altyapıya dair bakım-onarım ve yeni yatırım çalışmalarının kesintisiz yürütülebilmesi, bölge halkının enerjiye düzenli ve ucuz şekilde erişim imkânını artıracak; böylece kaçak kullanıma yönelmeye zemin hazırlayan bahaneler azalacaktır. Devletin, bölgede yaşayan ve terör propagandası nedeniyle mağdur olan halka yönelik kapsamlı kalkınma planları oluşturması, istihdam ve sosyal destek politikalarını etkin şekilde uygulaması da büyük önem taşır. Bu sayede, terör örgütlerinin “devlet sizi ihmal ediyor” iddiası çürütülerek örgütlerin dayandığı etnik ayrımcı söylem zayıflatılabilir.

Benzer şekilde, siyasetin fırsatçı anlayıştan uzaklaşması ve toplumun faydasını merkeze alan bir yönetişim modeli benimsemesi elzemdir. Yasal zeminde sert ve caydırıcı cezalar getirilmesi, denetim mekanizmalarının bölgede eksiksiz işlemesi, kaçak elektrik kullanımına göz yuman ve işbirliği yapan kişi ya da kurumlara yaptırım uygulanması şarttır. Ancak bu yaptırımların, masum halkı mağdur etmeden, esas sorumluları hedef alacak şekilde düzenlenmesi gerekir. Aksi takdirde, terör örgütlerinin ve etnik üstünlük iddiası taşıyan yapıların “devlet sizi cezalandırıyor” propagandası daha da güçlenecek, bu da sorunu içinden çıkılmaz hale getirecektir.

Sonuç olarak, Türkiye’deki kaçak elektrik meselesi; ırkçı ve kendini üstün gören bir terör ideolojisinin, bölgedeki siyasi çekişmelerin ve fırsatçı yaklaşımların iç içe geçtiği çok boyutlu bir sorundur. Bu yapılanmalar, altyapı yatırımlarını sabote ederken bir yandan da devlete karşı oluşan tepkileri kendi lehlerine çevirmek istemekte, öte yandan yerel siyasette “seçmen desteği” adına göz yumma veya görmezden gelme kültürü sürmektedir. Sorunun çözülebilmesi için, terör örgütlerinin sabotaj stratejisinin boşa çıkarılması, yerel halkın kalkınma ihtiyaçlarının karşılanması, şeffaf ve adil bir yönetim yaklaşımının benimsenmesi ve fırsatçı ekonomik çıkar gruplarına karşı etkili denetimlerin yürütülmesi hayati önemdedir. Böylelikle, kaçak elektrik kullanımının toplumsal adalet duygusunu zedeleyen ve ülkenin genelinde huzursuzluk yaratan tablosu, kademeli olarak ortadan kalkabilecektir.

Bu içeriği paylaş
Yorum yaz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Exit mobile version